Komplo Teorisi

Gazete Kültür, 2021/06/05





Emir Gamsız

Yazarhakkında bilgi için tıklayın.




“Covid-19 ile birlikte tüm dünyadaki sanat bilinçli olarak durduruluyor..” dersem, “Yahu buna cidden inanıyor musun?” diye karşılık veren çok olacaktır. Bir piyanist-besteci olarak alanımın dışındaki bir konuda, kulaktan duyma bilgilerle bir kanıya vardığım ve komplo teorilerine inandığım da düşünülebilir. Bu fikrimin gerekçelerini açıklasam, 11 yıl yaşadığım Manhattan’da (New York) evimin hemen karşı tarafındaki bir binada (Park Avenue No.740) yaşayan küçük bir grup iş adamının (bkz. Park Avenue belgeseli) ve genel olarak Wall Street’in yaptıklarına dair açıklamalarda bulunsam, Freud’dan, Edward Bernays’den ve kitle psikolojisinden bahsetsem ve insanların birbirlerinden uzaklaştırılmasının bu dünyanın Bernays’in kitaplarında belirttiği gibi bir koyun sürüsüne çevrilmesine aracı olduğunu söylesem karşılık yine de aynı olabilir; “Ya Emir bunlar hep komplo teorisi” ! Peki bu bir anda düşüncemizin değerini yok eden bir tavır değil midir? Alaya maruz kalmanın ve gerçekçilikten uzak biri olarak etiketlenmenin cazip bir tarafı olabilir mi? Bizi komplo teorilerine inanan bir deli yerine koymanın bu kadar kolay olması da bir strateji ya da komplo teorisi olabilir mi?


Türk Dil Kurumu, komplo teorisini "bir kimse, kuruluş veya ülkeye karşı gizlice, zarar verici tuzak kurulduğu varsayımına dayanan düşüncelerin tümü" olarak tanımlıyor. Komplo ise "iki veya daha fazla kişi tarafından tasarlanan ve/veya uygulamaya konulan gerçek gizli planlar" demek. Zaten genellikle komplo teorisyenleri, kendilerini resmî beyana inanan yığınlardan ayıran özel bir düşünce tarzına veya özel bilgilere sahip olduğunu düşünür. “The Philosophy of Conspiracy Theories” kitabının yazarı Dr. Matthew Dentith, 2014’te bir konuşmasında her önerinin komplo teorisi olarak görülebileceğini savunuyor ama bir kanıta dayanıyor olmasının fikirleri komplo teorisi olmaktan kurtarabileceğini de ekliyor. Kanıtlar, güvenilir bir teori mi uyduruldu yoksa bir düşünce mi açıklandı ayrımının yapılabilmesi için önemli. Peki bir olay veya olaylar zincirinin komplo mu yoksa komplo teorisi mi olduğunu nasıl tespit edebiliriz? Daha doğrusu bugünün dünyasında böylesine kesin bir tespit yapmamız mümkün müdür? Son yüzyılda komplo teorisi üreterek güç kazandığı belgelenen bu kadar çok topluluk var ise, komplo teorisi etiketi yapıştırılamayacak hiçbir söylem kalmadı demektir. Eğer resmî beyanlar ve medyanın vurguladığı gibi birçok komplo teorisi mevcut ise, herhangi bir kişiye, söyledikleri için komplo teorisyeni demek, bizi de komplo teorisyeni yapabilir. Çünkü kanıt olmaksızın birine komplo teorisyeni deyince kendimizin de bir komplo teorisyeni olmadığımızı ispat edemeyiz. Virüs yarasadan mı çıktı, laboratuvarda mı yaratıldı, yoksa bu iş 20 yıldır planlanıyor muydu gibi söylemler mi komplo teorisi, yoksa bu konuda komplo teorilerinin olduğunu söylemek mi bir komplo teorisi? Hangisinin doğru olduğunu bilemediğimiz bu çağda gerçeklik mefhumunun varlığı tamamen bireylerin muhakemesine kalmış durumda. Belki de hep böyleydi ama 20’inci yüzyılda teknoloji ve bilimsel ispat ile herkesin onaylayacağı bir gerçek olduğuna inanmıştık.


İçinde bulunduğumuz gerçeklikte komplo teorisi diye etiketlenen bilgilerin doğruları yansıtmadığı durumlar olabilir diye, söylediklerimizle alay edilmesi ve üzerimize komplo teorisyeni yaftası yapışmasından korkarak düşüncelerimizi durdurmak da, bizim kendi gerçekliğimizi yitirmemize sebep olabilir mi acaba?