Emir Gamsız (1973)

(Emir Refik Gamsızoğlu)

Piyanist, Besteci, Yazar, Düşünür,

Yönetmen, Çizgi Animasyoncu






KISA ÖZGEÇMİŞ


Emir Gamsız eski bir sporcu, 20 yaşına kadar Beşiktaş’ta basketbolcuymuş, sakatlanınca piyanoya başlamış, 20 yaşından sonra virtüöz olup New York Lincoln Center’da bile sahneye çıkmış. Yani basketbolcu, piyanist, besteci, yazar, filmci ve transformism (dönüşümcülük) felsefesini yaratmış bir düşünür. Anadolu’nun dört bir tarafını gezip çocuklarla ve yetişkinlerle müzik muhabbetleri yapmış. Radyo programı hazırlayıp sunmuş birkaç yıl boyunca, gazete yazıları yazmış, Türkiye’nin ilk klasik müzik dergisinin kurucularından, halen Milliyet gazetesi’nde yazıyor. Disiplinlerarası eserler üretmiş tiyatro sanatçısı eşi Ege Maltepe’yle, Türk şairlerin şiirleri üzerine şarkıları var, tabii piyano eserleri de. Annesinin bale okulunda ve babasının yarış arabasında büyümüş; klasik müzik hakkında muhabbet ederken trigger kayışından da bahsedebilir her an, Degas’nın balerin tablolarından da. Geveze Piyanist konser-muhabbetini onbir yıl yaşadığı New York’ta başlatmış. Şimdi Geveze Piyanist’in çizgi filmini yapıyor. Çocukluktaki matematiğe ilgisi Bach’ın eserlerini incelerken hâlâ işine yarıyor. Paris’te öğrencisi olduğu yıllarda devlet sanatçısı piyanist-besteci Hüseyin Sermet’in kuyruğu gibi dolaştığını söylüyor. Diploması olmasına rağmen konservatuvarları zararlı buluyor, müziğin hayatın içerisinde olması gerektiğini ve müzik yarışmalarının artık yapılmaması gerektiğini düşünüyor. Konser veriyor, kayıtlar yapıyor, çocuklara müzik programları yapıyor, yazılar yazıyor, filmler çekiyor, eşiyle Bach Café adındaki mekanını ve internet dükkanı bachcafe.com'u idare ediyor.



UZUN ÖZGEÇMİŞ


Piyanist, besteci, ve yönetmen Emir Gamsız dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde 20 yaşında piyanoya başlayıp, virtüoz seviyesine ulaşmıştır. 20 yaşına kadar başta Beşiktaş olmak üzere, Türkiye Basketbol Liglerinde birçok takımda oyun kurucu olarak görev alan. Gamsız’ın spordan müziğe geçiş hikayesi, müziğe geç başlayan birçok genç müzisyen adayına ilham kaynağı olmaktadır. Konser kariyerinin yanısıra müziği başka sanat dallarıyla birleştirerek yaptığı projelerle klasik müziğin Türkiye’de ve dünyada daha çok insana ulaşması için çaba göstermektedir.


2001’de başlayan, tiyatro oyuncusu arkadaşıyla hazırlayıp sunduğu “Notada Yazmayanlar” isimli radyo programı aynı isimle birçok değişik etkinliğe dönüşerek Türkiye’deki klasik müzik dünyasının fenomeni oldu. Gamsız, yazar ve yayın kurulu üyesi olarak görev aldığı klasik müzik dergisi Andante’nin ilk sayısından itibaren, aynı isimle yazdığı köşe ve bir çok şehirde yapılan müzikli sohbetler ve konserlerle, klasik müziği Türkiye’nin dört bir yanına taşıdı. 2009-2013 yılları arasında İş Sanat’ta “Çocuklar İçin Notada Yazmayanlar” gösterisi ile binlerce aileye ulaştı.


32. ve 33. İstanbul Müzik Festivali ile başlayan profesyonel konser kariyerini, Türkiye, Amerika, Almanya, Fransa, İtalya ve Romanya’da verdiği konserlerle sürdüren Gamsız solo çalışmalarının yanısıra oda müziği konserleri için tanınmış müzisyenler tarafından davetler almakta ve kurucusu olduğu İstanbul Trio ile konserler vermektedir. Gamsız’ın beraber çaldığı müzisyenler arasında İngiliz viyolonselci Natalie Clein, İsrailli klarinetçi Chen Halevi, Fransız kemancı Marina Chiche ve Belcea Quartet bulunmaktadır.


Birkaç yıl piyano dersleri verdiği New York’un en eski ve köklü üniversitesi The City College of New York’ta tanıştığı Pulitzer ödüllü besteci David Del Tredici’nin yönlendirmesi ve desteğiyle besteciliği de ön plana çıkan Gamsız, Cahit Sıtkı Tarancı şiirleri üzerine bestelediği şarkılar ile solo piyano, oda müziği ve piyano ve orkestra için yazdığı eserleri Alla Turca ile Devr-i Alem isimli albümünde topladı. Albümde Gamsız’a sanatçı dostları Burak Bilgili, Chen Halevi, Deniz Toygür, Cem Çetinkaya, Murat Cem Orhan ve Erkin Arslan da eşlik etti.


11 yıl boyunca New York’ta yaşayan Gamsız tiyatro sanatçısı eşi Ege Maltepe ile kurduğu Classical for All oluşumu ile disiplinlerarası projeler üretti. West Village’ın efsanevi müzik kafesi Caffe Vivaldi’de üç yıl boyunca rezidans sanatçısı olarak konserler verdi, farklı projelerin küratörlüğünü üstlendi. Gamsız ve Maltepe’nin beraber yarattığı sahne işleri arasında Drama in Beethoven, Genius Chopin, Talking to Schubert isimli teatral konserler vardır. 2016’da Caffe Vivaldi’de Woody Allen ile tanışmalarından sonra ikili sinema filmleri çekmeye başladı. Beraber yazıp, yapımcılığını üstlendikleri filmler Transformism, Greatest Classic, Chekhov in New York‘tur. Gamsız’ın film projeleri arasında klasik müzik eserlerinden yarattığı senaryolar üzerine çektiği Notalardan Sahneler‘i de sayabiliriz.


Caffe Vivaldi’deki konserlerinden bu yana Geveze Piyanist (Chatty Pianist) lakabıyla yarattığı konsept konserlerle her yaştan dinleyiciye klasik müziği sevdiren Gamsız, en son New York Lincoln Center’da verdiği bir seri Geveze Piyanist konseri ile New Yorklu müzik severlerden büyük ilgi topladı. Gamsız Caffe Vivaldi’deki konserlerini daha sonra New York Murray Hill’de bir salona taşıyarak Manhattan Soiree Concerts adıyla salon konserlerine devam etti.


Gamsız 2018 yazında Türkiye’ye dönerek Ege Maltepe ile birlikte “Kültür Müzik” isimli yapım firmasını kurmuş ve “Bach Café” dedikleri etkinlik mekanını başlatmıştır. Bach Café’yi Covid-19 salgını döneminde bir dijital platforma dönüştürmüş ve 2020’de “Bach Café Dijital”i kurmuştur. Aynı dönemde başlayan Maltepe’nin yönetmenliğinde ve Nalan Alaca’nın çizerliğinde gerçekleşecek “Geveze Piyanist” çizgi filminin çalışmaları halen devam etmektedir. Emir Gamsız 2020 Ağustos ayında Milliyet Gazetesi’nin teklifini kabul ederek, müzik üzerinden felsefi bir sorgulamaya tabii tuttuğu sosyal meseleler ile alakalı makaleler yazmaya başlamıştır.