Farkındalık Alana

Mindfulness %50 İndirimde

Gazete Kültür, 2021/07/29





Emir Gamsız

Yazar hakkında bilgi için tıklayın.




Paris’ten Manhattan’a taşındığım ilk yıllarda hâlâ CD satan dükkânlar mevcuttu, Spotify, YouTube ve diğer şirketler, müzisyenlerin kayıtları ile para kazanma yolunu henüz yok etmemişti. Piyanoya başladığım 20 yaşımdan itibaren kayıt satın almak, hayatımın ekonomik yapısının en büyük parçalarından biri oldu yıllarca, dolayısıyla Manhattan’daki ilk yıllarımda da durum aynıydı. Bir gün yine CD dükkânında kayıtları incelerken karşıma çıkan toplama albümün kapağında “3 Saatlik, Bach’ın en iyi eserleri” yazdığını gördüm. O dönemde, dikkatimi çeken ABD kültürüne dair defolar henüz milisaniyede kulaklarımdan çıkan bir alevmişcesine sinirlendirmiyordu beni, henüz zihnime sürekli tecavüz eden bir kültür olduğunu tam olarak anlamamıştım. (Bkz: Müzik ve Beyin Yıkama) Albümü Ege’ye gösterip “Manavdan alıyormuşsun gibi kiloyla Bach alamak istersen burada var” diyerek durumla alay etmekle yetindim.


Saçma bulduğumuz olaylara, fiyatlara, kişilere tepkimizin şakaya vurma olarak tezahür etmesinin sebebini yıllardır sorgulayarak vardığım düşünceler, hem mizah hem de farkındalık mefhumları hakkında farklı bir bakış açısı kazanmama sebep oldu. Komedi Tecavüzü yazımda (Bkz: Komedi Tecavüzü) belirttiğim gibi, ABD kültürünün kendi toplumu üzerinde kurduğu baskıyı hafifletmek için kullandığı uyuşturuculardan biri komedi. Bir diğer uyuşturucu ise, “Doğu” diye etiketledikleri kültürlerin ruhsal huzur ve zihin dengesi için kullandığı yöntemlerin içi boşaltılmış versiyonları. Farkındalık, meditasyon, yoga ve Budist öğretiden uydurulan son yüzyılın mucizesi Mindfulness bunlardan bazıları.


Farkında olmak ve o anda olmak mefhumlarının içlerinin nasıl boşaltıldığını anlayabilmek için içi boşaltılan diğer örneklere bakmak faydalı olabilir. İçi boşaltılan konular arasında en başta lisan geliyor. Kelimelerin ve kavramların anlamlarını, wannabe bir etiketlenmeye sahip olmaya çalışan kişiler yok ederler genelde. (Bkz: Wannabe Kültürü) Herhangi bir konuda yetkinlik veya daha da ötesi bilgelik kazanmak, o konuyu ne kadar derinlemesine anlamaya çalıştığımızla doğru orantılıdır ve wannabe denilen kültüre mensup kişiler wannabe düsturu gereği (tabii ona bir düstur denirse) hiçbir konuda derinlik kazanmak istemezler. Onların bakış açısıyla bu tür bir çabayı gösterecek arzuları, enerjileri ve zamanları yoktur. Dolayısıyla örneğin Türk kültüründe el emeğini takdir etmek için türemiş “eline sağlık” gibi mânâlı deyişleri, 80 sonrasında ABD’ye açılan Türkiye’nin wannabe’leri “yüreğine sağlık” gibi mânâsızlaşan bir deyişe dönüştürür ve söylediği sözün ne anlama geldiğini bilmeyen nesillerin gelişimine katkıda bulunmaktan imtina etmez. Bu kişiler için önemli olan her ne pahasına olursa olsun çarpıcı bir laf uydurup dikkat çekmektir.


Yorum, bilimsellik gibi yüklü anlamlar içeren kelimeleri yerli yersiz kullanarak veya hikaye anlatıcılığı, inovasyon gibi kıymeti kendinden menkul deyişler üreterek ve topluma bu kelimeleri kullanma alışkanlığı kazandıran güç ise tabii ki sinema, televizyon ve şarkıdır. (Bkz: Şarkı Müzik midir?) Geveze Piyanist konserlerimde şarkı ve müzik farkını anlattıktan sonra “Bugüne kadar ne kadar şarkı ne kadar müzik dinlediniz ?” diye sorduğumda hayatı boyunca pek müzik dinlemediğini farkeden yüzlerce surattaki şok olarak gelen farkındalığın hüzünlü ifadesi hep üzmüştür beni. Şarkı pazarlamanın, ve şarkı sözleri yoluyla kitleleri yönlendirmenin kolaylığının verdiği güçle müziği yok etmeye çalışan 20 ve 21’inci yüzyıl şarkı endüstrisi kendine müzik endüstrisi demekten imtina etmez. Aynı tüketim endüstrilerinin yarattığı ve bu süreci başlatan Edward Bernays’in “sürü” olarak tanımladığı tüketim toplumu mensubu insanlar farkındalığı da parayla satın alacakları bir ürün olarak görürler çünkü referansı kuvvetli (Bkz: Referans, Akademi, Yapay zeka tavsiyesi) kurumlar ve şirketler onlara küçük bir ücret karşılığında farkındalık vaat ederler. Farkındalık satın alanlara, içi boşaltılmış mucizelerin son sürümü Mindfulness’ı %50 indirimle verenler de ortaya çıkabilir her an. Bu durumla alay ettiğim bu cümleleri yazarken kimbilir kaç kişi daha tüketici olarak Mindfulness’ın eşsiz dünyasına katıldı. Aslında temelinde diğer dinlerde olduğu gibi Budizm öğretisinde de bulunan, insana bu dünyada ruhsal huzur verecek yöntemlerin “satılabilir” kısımlarının alınıp, içi boşaltılarak ve çok kısa sürede tüketim ürününe dönüştürülmesidir Mindfulness. Kısa sürede benimsenebilmesi için içi boşaltılır zaten çünkü ABD kültürü son 100 yıldır “Quick and Easy (Çabuk ve Kolay)” elde edilir sonuçların insanlık için çok faydalı olduğu yalanını bu yolla satıyor kendi halkına ve dünyaya. Oysa ki farkındalık satın alırken farkında olmamak ne acı.


Farkındalık yaşayabilmenin, birçok bilginin birbirleriyle ilişkilerini keşfederek gelinen bir nokta olduğunu anlamak çok zor değil. Ne de olsa krem gibi sürülebilir ve yaraları iyileştiren bir şey değil farkındalık. Bir bilginin bulunduğu kitabı, notaların bulunduğu müziği veya başka bir derin içeriğin bulunduğu ulaştırıcı aracı satın almanın o bilgeliklere sahip olmak anlamına gelmediğini anlamak da çok zor olmamalı. O içeriklere sahip olanlar o içerikleri yaratanlardır, bizim de sahip olmamızı isterler ama bunun için satın almaktan daha fazla bir çaba göstermemiz gerektiğini anlamalıyız ki içeriklerin gerçekten kayda değer bir içerik olup olmadığını anlayabilecek, bir uyanığın bilgeliklerden hemen anlaşılırmış hissi veren, sahte ve kifayetsiz bir versiyon “ürettiğini” ve bizi de sürüye dahil etmeye çalıştığını tespit edebilecek bir mertebeye ulaşabilelim.