Dijital Eserler - OKU

»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»

Franz Liszt

(1811-1886)

Piyanist, Besteci, 

Orkestra Şefi

»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»»


Franz Liszt (22 Ekim 1811 - 31 Temmuz 1886), müzisyen, besteci, piyanist, orkestra şefi, müzik öğretmeni. 19. yüzyılın en önemli piyanistlerinden birisi, senfonik şiir tarzının yaratıcısı olan bestecidir.


Yaşamı


22 Ekim 1811'de Macaristan'ın Doborján (Raiding) kentinde doğan küçük Putzi (Franz Liszt), ilk piyano derslerini, onun müzik dehasını keşfeden babasından aldı. Macar soyluları 6 yıl boyunca bu çocuk dahiye maddî destek sağlamayı kabul edince, küçük yaşta, babası ile Viyana’ya giderek Antonio Salieri’den ve Ludwig van Beethoven’in öğrencilerinden Karl Czerny’den dersler aldı. 12 yaşına geldiğinde, dinleyicilerin, müzisyenlerin ve kralların takdirini toplayan bir konser piyanisti olmuştu. Konservatuvara girmek için geldiği Paris’te, yabancı olduğu gerekçesiyle okula alınmadıysa da özel dersler alarak teori ve beste çalıştı; ilk ve tek operası Don Sache’yi ve çeşitli piyano eserlerini besteledi. 1827’de babasını kaybettikten sonra henüz 15 yaşında iken piyano dersleri vererek annesinin geçimini sağlamaya çalışan Liszt, müziğe ilgisini kaybetmeye ve bu mesleğin anlamını sorgulamaya başladı. Kendisini edebiyata ve dinî konulara kaptıran Liszt’in bu ilgilerinin etkisi hayatına ve eserlerine yansıdı. 1830 Devrimi ile yeniden sanata ve hayata dönmeye karar verdi. Asla bitiremeyeceği Devrim Senfonisi’ni yazmaya başladı. Besteciliğinin öne çıktığı bu dönemde Alphonse de Lamartine’in şiirlerini solo piyano için besteledi. Hector Berlioz ile tanıştı. 1832’de kemancı Niccolo Paganini’yi dinlemesi, yeniden virtüözlüğe ilgi duymasına neden oldu; Pagani’nin La Campanella’sı üzerine bir fantezi yazdı. 1833’de Berlioz’un Fantastik senfonisini piyanoya uyarlamayı başardı. Paris günlerinde, o sıralar Polonya'dan gelmiş olan Chopin'in yeteneğini duyup onu kendisine rakip olarak düşündüyse de sonraları çok iyi arkadaş oldular.


Fırtınalı bir ilişki yaşadığı Agoult Kontesi Marie ile 1834'te tanıştı. Kocasını terk eden kontes ile İsviçre ve İtalya’da yaşadılar, 3 çocukları oldu. Daha sonraları, çok yakın arkadaşlık kurduğu ünlü opera yazarı Wagner'in, Liszt'in 3 çocuğundan biri olan ve o sıralar Liszt'in orkestra şefi Hans von Bülow ile evli olan kızı Cosima ile yasak aşk yaşaması iki arkadaşın arasını açtı. 1835’deki İsviçre seyahati sırasında piyanist Sigismond Thalberg’in Paris’teki başarılarını duyunca Piyanonun Kralı ününü pekiştirmek için bir piyano düellosu yapmak üzere Paris’e gitti. Daha sonra piyano resitali kavramını geliştiren Liszt, büyük bir konser turuna çıktı, hayır dernekleri yararına konserler verdi ve gittiği her yerde ilgiyle karşılandı. Konserleri sayesinde, küçük yaşta ayrıldığı ülkesi Macaristan’daki sel felaketinde hayatını kaybedenlere bağışlamak üzere büyük bir gelir elde etti ve Bonn’da yapılması planlanan Beethoven anıtının maliyetini üstlendi. 1840-1847 arasında çıktığı turnede İrlanda’dan Osmanlı İmparatorluğu'na, Portekiz’den Rusya’ya kadar pek çok yeri dolaştı. 18 Haziran 1847'de Padişah Abdülmecid'e Büyükdere'deki Hotel de Bellebue'de bir konser verdi.


1844’te ününün doruğunda iken, manik-depresif eşi Marie d'Agoult ile evliliğini bitirdi; Kiev’de tanıştığı, Çarın yardımcısının eşi Prenses Carolyne Sayn-Wittgenstein ile birlikte oldu ve sahne konserlerine son verdi.


Liszt, konser piyanisti kariyerine son verdikten sonra, 1848’de Weimar’da orkestra şefliğine başladı ve Goethe'yle özdeşleşmiş olan bu kültür kentini, Avrupa kültürünün buluşma merkezi haline getirdi. Bu görevi sayesinde Verdi, Wagner ve Berlioz’un yeni operalarını yönetti. Aynı dönemde en önemli eserlerini besteledi, genç piyanistlere dersler vererek Altenberg Kartalları diye anılan yeni bir piyanist kuşağı yetiştirdi. 1858’de, muhafazakârların kendisinin ve öğrencilerinin yapıtlarına yoğun eleştirileri üzerine görevinden ayrıldı.


1861-1869 yılları arasında daha çok Roma’da yaşadı ve dinî kitaplar yazdı, rahiplik dersleri aldı ve onur rahibi oldu. 1870'ten sonra ise Roma, Weimar ve Budapeşte arasında seyahat ederek ömrünün sonuna kadar öğretmenliği ve piyanistliği sürdürdü. Budapeşte Müzik Okulu’nu kurarak onun ilk başkanı oldu. 31 Temmuz 1886’da, bir festival vesilesiyle bulunduğu Bayreuth'ta zatüreeye yakalanarak hayatını kaybetti.


Ölümü


Liszt'in Temmuz ayında zatürreden ani bir şekilde ölmesi kuşku uyandırıcıdır ve bu kuşkuyu destekleyen birtakım ön hadiseler mevcuttur: Bunların ilki, 5 Aralık 1849'de, evinden çıkarken bıçaklanmasıdır. Bu suikast girişimini yara alarak atlatan Liszt, bir süre hastanede yattıktan sonra eski sağlığına kavuşmuş, fakat 10 Ocak 1850'de kendisine yeniden suikast girişiminde bulunulmuştur. Bu ikinci suikast girişimini, kendisini koruyanlarca yara almadan atlatan Liszt, uzun bir sükûn devresinden sonra, 20 Mayıs 1886'da, bir ölüm tehdidi aldı. Bu tehditten sonra güvenliğini arttırdı ve vasiyetini yazdırdı ve 31 Temmuz 1886'da evinde öldü. Budapeşte’de gömülmeyi vasiyet etmiş olmasına rağmen, apar topar, Bayreuth’a gömüldü. Ölüm nedeni zatürre olarak bildirilmişken, bir müddet sonra, öldürüldüğü ve katilin ortadan kaybolduğu açıklandı. Ne var ki, katili hiçbir zaman ele geçmedi.


Liszt'in ısrarla öldürülmeye çalışılmasının sebebinin, gayr-ı meşru ilişkileri ve yasa dışı faaliyetleri olduğu iddia edilmişse de, Liszt, sağlığında, şahsına yönelen öldürme girişimlerinin, kendisini kıskananlarca yapıldığını söylemiştir.