Konser İçin İyi Saatler

İstanbul, 2021/05/06





Cihat Aşkın

Yazar hakkında bilgi için tıklayın.





KONSER İÇİN İYİ SAATLER



"Konsere gitme alışkanlığı" konser severler için bir tutkudur. Özellikle pandemi öncesi konser salonlarının müdavimleri, konsere gitmeyi bir ritüel olarak görmüşler ve konsere gitmeyi sadece müzik dinlemek için değil ama konserlerde aynı duyguyu paylaşan insanlarla bir araya gelmek için de bir fırsat olarak görmüşlerdir. Konserlerin icra edilmesi için en uygun saatlerin, o şehrin veya bölgenin uygun ve kabul edilebilen saatlerine göre şekillendirilmesi gerekir. Konser salonları bu hususu dikkate alarak değerlendirmelerini yaparlar ve konser saatlerini ona göre ayarlarlar.


Öğrencilik yıllarımda İstanbul’da konserler 18.30 da başlardı. İstanbul o yıllarda nispeten daha küçük ve ulaşımı daha kolay olan bir şehirdi. İnsanların işlerinden çıkış saatleri olan 17.00 baz alınmış ve işyerlerinden konser salonuna gelmeleri ve biraz vakit geçirmeleri için bir buçuk saatlik bir süre yeterli görülmüştü. Ama İstanbul büyüyünce bu saatler önce 19.00 a alındı, daha sonraları ise 20.00 ye alındı. 20.00 veya 20.30 gibi saatler bana kalırsa büyük şehirler için uygun değil, zira işinden çıkan insan konser saatine dek dışarıda kalmak istemeyebilir, yorgun olabilir ve bu saatler konser izleyici sayısında düşüş yaşanmasına sebep olur.


Bu gibi geç saatler ise küçük şehirler ve kasabalar için daha uygundur. Zira iş çıkış saatine göre insanlar rahatça evlerinde yemek yedikten sonra dışarı çıkıp müzik dolu bir gece geçirebilirler. Konserin 20.00 veya 20.30 da başlaması demek, tüm gecenin konsere yönelik olarak geçirilmesini zorunlu kılar. Özellikle operası olan şehirlerde operanın başlama saati genellikle 19.00 veya 1930 dur. Çünkü birkaç saat süren operalar, perde aralarıyla birlikte tüm geceyi kapsamaktadır.


Biz uzun zamandır büyük sahnede opera zevkini tadamadığımız için bu kültürü çoktan unuttuk. Ancak Avrupa’da konser vermek için gittiğim şehirlerde eğer boş vaktim varsa en büyük zevklerimden biri de opera izlemektir. (Pandemi öncesi) Covent Garden, La Scala bu durakların arasında en mühim olanlarındandı benim için.


Yurt dışında salonun ve konserlerin özelliklerine göre konser saatleri değişir. Bir resital ile konserin başlama saati arasında fark vardır. Eğer o şehirde farklı konser salonları varsa başlama saatleri arasında biraz fark bulunur. Bu bir "centilmenlik" gerektirir. Dinleyici bir salondaki konsere yetişemezse farklı bir salona yetişmesi mümkün olabilecek şekilde ayarlama yapmak mümkün olabilir. Yurt dışında hafta sonları gündüz konserleri de izlenebilmektedir. Ülkemizde "matine" uygulaması çoktan terkedilmiş olsa bile özellikle Avrupa’da bu uygulama oldukça rağbet görmektedir. Mesela meşhur salonlardan Wigmore Hall Pazar sabahları "Kahve Konserleri" uygulamasını yaptığı zamanlarda konser saatini arasız bir saat olarak belirler ve konser öncesi kahve servisi mümkündür. Bazı salonlarda ara 30 dk kadar geniş tutulur, zira dinleyici bu süre içerisinde hafif yiyecek ve içecek alabilmektedir.


Orta Avrupa’da özellikle Almanya’da orkestra konser provaları da bir konser niteliğinde geçer. "Dress Rehearsal" - bir nevi elbiseli prova olarak çevirebileceğim bir deyim- olarak adlandırılan genel provada orkestra, şef ve solist, konser kıyafetleri ile birlikte sanki konser veriyormuşçasına prova yapar. Bu provaya seyirci alınır ve bazen de bilet satılır. Bu provalar müzisyenler için çok daha enteresandır zira bir müzik öğrencisi sanatçıları prova esnasında görür ve tıpkı bir ders niteliği gibi öğreneceğini öğrenir.


Büyük piyanist Vladimir Horowitz bir keresinde kendisi için en iyi konser saatini öğleden sonra 15.00 olarak belirtmiştir. Günün yorgunluğu ortaya çıkmadan zinde bir vücut ve dimağ ile çalmak sanırım bu saatlerde çok daha olumlu olmalı.


Seyahatlerden birinde İtalya’nın Sardinya adasına resital için gitmiştim. Akdeniz ülkelerinde yaz konserleri oldukça geç başlar. Bu konser de Mayıs ayına denk gelmişti ve hava çok sıcaktı. Konser saat 21.00 de başlayacaktı. Ancak o yörelerde insanlar yavaş hareket ediyorlar ve konser saati geldiği halde seyirciler yavaş yavaş salona gelmeye başladılar. 21.15 oldu çıkmaya hazırlandım, organizatör gelerek "bekleyelim" dedi, 21.30 oldu, salona seyirciler toplanmışlar ama hala beni bekletiyorlardı. Saat 21.45 oldu yine aynı cevabı alınca ben sinirlendim ve sahneye atladım, konseri verdim. Aynı geç başlama durumu İspanya, Alicante’de de başıma geldi, üstelik festival açılış konseri idi.


Benim için en güzel konser saati sanırım akşamüstü 17 sonrası. Daha geç konserleri sevmiyorum. Zira konserlerden sonra en çok sahne arkadaşlarımla ve sevdiklerimle bir arada olmayı seviyorum. Genellikle erkenci bir insanım.


Umuyorum dünyayı kasıp kavuran bu salgın bir an evvel biter ve biz de sizlerle müziğimizi en samimi şekilde paylaşırız, yoksa saati önemli değil, günün hangi saati olursa olsun, yeter ki olsun!




Cihat Aşkın

6 Mayıs, 2021

İstanbul